"Bana ne olduğunu bilmiyorum. Kendime geldiğimde apayrı yerlerde bulabiliyorum kendimi. Yeni yeni yaşıyorum bu tarz şeyleri. Şaşırtıcı, beynin bana böyle oyunlar oynayabilmesi.
Bazen kendime geldiğimde hiç aklıma gelmeyecek şeyler yapıyor halde buluyorum kendimi. Son hatırladığımda salonda oturuyordum. Az önce ise yanımda güzeller güzeli, rüyalarımın standartlarının bile üstünde bir kadın uyuyordu yanıbaşımda. Kalkıp bu notları tutmaya başlamaya karar verdim ben de. Bir daha bunlar olduğunda belki bir yol gösterir umuduyla."
Kendi yazdığına inanması için notun altına karmaşık imzasından bir tane karaladı. Odaya bir göz attı. Gerçekten abartılacak güzellikteki kadın çırılçıplak yatıyordu içeri sabah güneşinin üç parça hüzmesi süzülen, tanımadığı geniş yatak odasında.
Kadının yüz hatları iskandinav güzelliği taşıdığının göstergesiydi, vücudu... Vücudu bu dünyadan değildi bile. Alplerden 2 mükemmel şekilli tepeydi kürek kemikleri, omuriliğinden kuyruksokumuna kadar dümdüz uzanan şekilli omurgasıysa alp tepelerinden aşağı kayan skicilerin (kayakçı manasında) eğlenmesi için konulmuş küçük tümseklerdi.
Yüzükoyun yatmış kadının pürüzsüz sırtındaki birkaç ter damlası yeni sevişmiş olduğunun kanıtlarıydı.
İnanamıyordu kendine. Hatırladığı son görüntü iffet dizisi izlerken çekirdek çitleyen çok da yakışıklı olmayan kendisiyle aynada sigarasından bi fırt çekerken göz göze gelişiydi. Ve gerisi yoktu işte. Gerisine kendini o bile inandıramıyordu.
"Lan böyle karıyı yemişim hatırlamıyorum allahım sen bana akıl fikir ver" dedi, seviştiği anları hatırlasa on sene xhamster izlemesi gerekmeyeceğini düşünerek.
Ceketini alıp parmak ucunda yürüyerek ilerliyordu bir kazanova edasıyla. Bu o değildi. O böyle güzel bir kadını hayatta bırakıp gidemezdi. Yatağına kahvaltısını getirir, tüm gününü onunla geçirmek isterdi.
Bu düşüncelerle kafasında boğuşurken kapının koluna uzanmıştı ki pala bıyıklı babasınınkinden daha kalın bir ses yükseldi arkasından.
"Bebeğim nereye gidiyorsun böyle haber vermeden?"
Az önce hayallerini süsleyen güzeller güzeli kadının birkaç dakika öncesinden hiçbir eksiği yoktu, ancak fazlası vardı. Yüzüstü yatarken görünen kalçasının ön tarafında bir kadında olmaması gereken, soğan kafalı bir çıkıntı vardı.
Ansız bir sızı hissetti mabadında. Geceden kalma. Yanar gibi bir his.
Cebinden elleri titreyerek çıkardığı paketinden bir sigara daha yaktı. Kayışı koparmasına sebep olan, arkadaşının doldurduğu sonra onun evinde unuttuğu ağır kafa yapan sigaralardan.
Yeniden o kopukluğu yaşamıştı.
Bu kez, uyanmamak üzere.
Gazeteler haberini yazdığında ölümünün üzerinden altı gün geçmişti. Organlarının satılmasının üzerinden ise yedi.
Ruhu bulutlara ulaştığında sigarasını dolduran Tatü lakaplı esrarkeş arkadaşını düşündü.
"Tatü..." dedi
"Senin ta .mına koyayım..."
15 Aralık 2011 Perşembe
4 Aralık 2011 Pazar
Maov
Odada anlamsız gözlerle dolaşıyordu. Sabahları onun için bu bir rutin sayılabilirdi aslında. Kapısı kapalı bir oda, boş bir ev. Uyku kokan, bomboş. Mutfağa girdi, tezgahta yiyebilecek birşeyler arandı. Açıkta kalmış ve dış tarafı kurumuş salama birkaç diş attı. Sonra kapısı kapalı odadan tıkırtılar geldi, önce irkilse de içeride yatanın uyandığını, birazdan kapıyı açacağını anladı.
Kapı Açıldığında dev cüsseli bir adam çıktı karşısına. 2 aydır gördüğü, iri, hafif sivilceli, yağlı, %40'ı üst dudaktan oluşan bir yüz. Ama iki aydır göre göre artık benimsemişti bu yüzü.
"Ayağımın altında dolaşma!" diye kükredi sevimsiz yüzün sahibi o mikin patilerini iri yarı adamın terliklerine geçirmeye çalışırken.
"Miyav" dedi.
Homurdanarak diğer odaya geçen iri adam, onu hiç umursamaz gibiydi sabahın erken saatlerinde. Az sonra yeşil gözleri her sabah gördüğü iğrenç manzarayla karşılaşacaktı yine. İri adamın çıplak göbeği.
İri adam pijamasını çıkardı, üstüne bir gömlek, altına da bir kot pantolon geçirdi. Montunu giydiği gibi "lan geç kalacam gene ya" diye homurdanarak kapıya doğru hızlı adımlarla ilerledi.
İri adamın umursamaz tavırlarına dayanamayarak ilgisini çekmeye çalıştı tam kapıdan çıkmak üzereyken. Gözlerinin içine baktı ve "Meeeeöööv" dedi.
Amacına ulaşmıştı.
İri adam göz açıp kapayıncaya kadar onu tek eliyle kaldırmış, kucağına almış kafasını okşuyordu.
"Oy benim kıjııım" dedi iri adam o iriliğine hiç yakışmayan mal gibi bir ifadeyle. Ayı cüssesiyle çizgi film karakteri pepee gibi sesler çıkartıyordu ve o bile şaşırıyordu bunun kendisinde çok malca durduğunu düşünerek.
Ama olsundu.
İri adamın sevimli kedisi planını yapmıştı bile kapıyı kedinin üzerine kapadığında. Döndüğünde onu kapıda karşılayacak, kendini yere atacaktı ve göbeğini okşatacaktı. Bu güne kadar hiç şaşmamıştı bu planı. Bu gün de şaşmayacağından emindi.
Tekrar mutfağa doğru yollandı, Çekmecelerin saplarından tezgaha tırmandı ve kurumaya yüz tutmuş salamdan birkaç diş daha aldı.
"Maov" dedi iri adamın eve dönmesini ve planının çalışmasını sabırsızlıkla bekleyerek.
Diğer odadaki kuma doğru yollandı, yediği salamları çıkartıp biraz daha yiyebilmek için.
"Maov" dedi huzurla.
Kapı Açıldığında dev cüsseli bir adam çıktı karşısına. 2 aydır gördüğü, iri, hafif sivilceli, yağlı, %40'ı üst dudaktan oluşan bir yüz. Ama iki aydır göre göre artık benimsemişti bu yüzü.
"Ayağımın altında dolaşma!" diye kükredi sevimsiz yüzün sahibi o mikin patilerini iri yarı adamın terliklerine geçirmeye çalışırken.
"Miyav" dedi.
Homurdanarak diğer odaya geçen iri adam, onu hiç umursamaz gibiydi sabahın erken saatlerinde. Az sonra yeşil gözleri her sabah gördüğü iğrenç manzarayla karşılaşacaktı yine. İri adamın çıplak göbeği.
İri adam pijamasını çıkardı, üstüne bir gömlek, altına da bir kot pantolon geçirdi. Montunu giydiği gibi "lan geç kalacam gene ya" diye homurdanarak kapıya doğru hızlı adımlarla ilerledi.
İri adamın umursamaz tavırlarına dayanamayarak ilgisini çekmeye çalıştı tam kapıdan çıkmak üzereyken. Gözlerinin içine baktı ve "Meeeeöööv" dedi.
Amacına ulaşmıştı.
İri adam göz açıp kapayıncaya kadar onu tek eliyle kaldırmış, kucağına almış kafasını okşuyordu.
"Oy benim kıjııım" dedi iri adam o iriliğine hiç yakışmayan mal gibi bir ifadeyle. Ayı cüssesiyle çizgi film karakteri pepee gibi sesler çıkartıyordu ve o bile şaşırıyordu bunun kendisinde çok malca durduğunu düşünerek.
Ama olsundu.
İri adamın sevimli kedisi planını yapmıştı bile kapıyı kedinin üzerine kapadığında. Döndüğünde onu kapıda karşılayacak, kendini yere atacaktı ve göbeğini okşatacaktı. Bu güne kadar hiç şaşmamıştı bu planı. Bu gün de şaşmayacağından emindi.
Tekrar mutfağa doğru yollandı, Çekmecelerin saplarından tezgaha tırmandı ve kurumaya yüz tutmuş salamdan birkaç diş daha aldı.
"Maov" dedi iri adamın eve dönmesini ve planının çalışmasını sabırsızlıkla bekleyerek.
Diğer odadaki kuma doğru yollandı, yediği salamları çıkartıp biraz daha yiyebilmek için.
"Maov" dedi huzurla.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)